Robert G. Edwards’ın kurucusu olduğu tüp bebek tedavisi, yumurta ile spermlerin laboratuvar ortamı koşullarında döllenmesi sürecini kapsayan tedavi türüdür. Doğal yollardan gebelik halinin gerçekleşmediği durumlarda başvurulan bir yöntemdir. Günümüzde uygulanan şekli uzun yıllar süren çabaların sonucudur. Çocuk sahibi olmak isteyen anne ve baba adaylarından tedaviye başlamadan önce bazı tıbbi kontrollerden geçmeleri istenir. Bu kontrollerin sonucuna göre uygun tedavi yöntemi seçilir.
Tüp bebek tedavisinde kullanılan yöntemlerden biri 1970’li yıllardan beri kullanılan klasik tüp bebek(IVF) olup, bu yöntemde yumurta ve spermler aynı ortama konulur ve işlem spermlerin yumurtayı kendiliğinden döllemesiyle gerçekleşir.
Süreç üç hafta kadar devam etmektedir ancak uzadığı durumlar da olabilmektedir. Bu yöntem sperm sayısı ve niteliğinde olumsuz bir durumun tespit edilmediği hallerde kullanılır. Yine işlemin başarısı pek çok faktöre bağlı olup bu faktörler anne adayının yaşı, önceden doğum yapıp yapmadığı, yaşam tarzı ve kısırlığın sebebi ile döllenme sonrası oluşan embriyonun durumu şeklinde sıralanabilir.
Başarının artmasını sağlayan unsurların başında klasik tüp bebek(IVF) tedavisi uygulanacak kişinin fiziksel ve psikolojik olarak hazır olması gelmektedir. Tedavinin yetkili doktorun aksi bir görüşü olmadığı takdirde 3 ayın ardından tekrar denenme imkanı olduğu bilinmelidir. Tedavi sırasında başta balık gibi yiyecekler tüketilerek beslenmeye dikkat edilmeli, sıvı tüketmeye özen gösterilmelidir. Her tedavide olduğu gibi bu yöntemin de bazı riskleri ve yan etkileri vardır ancak bunlar ciddi düzeyde olmamaktadır.
Bilinmelidir ki bu tedavi yöntemi ile doğan bebeklerle, doğal yollardan gerçekleşen gebelik sonrası doğan bebekler arasında bir fark bulunmamaktadır. Belirtilmesi gereken bir diğer husus tedavinin uzman bir ekip eşliğinde, koşulları tam sağlayan merkezlerde yapılması gerektiğidir.
Bu tedaviyle ilgili merak edilen hususların başında yaş sınırının olup olmadığı gelmektedir. Yumurta üretimi gerçekleşebilen her kadın tedaviye dahil olabilir ancak bilinmelidir ki 40’lı yaşlardan sonra hamilelik, hamilelik sürecinin devam etmesi ve bebeğin doğma oranları düşük olmaktadır.
Sonuç olarak bugün geldiğimiz noktada tüp bebek tedavisi çocuk sahibi olmak isteyen ancak doğal yollardan olamayan kişiler için yaygın bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır.
